1 Şubat 2009 Pazar

asfalt zeminde rovasataya kalkmak

gençtik tabi, kanımız kaynıyor böyle. her mahallede mutlaka bulunan büyük kapılı garajın önünde toplanmışız yine. 5-6 erkek çocuğun bir araya geldiğinde yaptığı iki şeyden biridir zaten futbol oynamak, biz de öyle yapalım dedik. top sahibi olduğu için statüsü yüksek olan çocuğun gelmesi 20 dakika sürdü. artık her şey hazırdı, asfalt zemin futbola müsaitti. herkes birbirini kontrol etti ve aldım-verdim akabinde maç başladı. çok şükür ki kapıya hücum eden taraftık. çünkü bilirsiniz ki taş vasıtasıyla yapılan kalelerde hep bir direküstü psikozu ortaya çıkar ve genellikle maç orada sona erer. böyle bir münakaşaya girmeyeceğim için bizatihi mutlu idim. forvet oynamanın da verdiği gazla orta yuvarlağın rakip yarı sahaya bakan diliminde topla buluşuyordum. tabi bu iş böyle gizli buluşmalarla yürümezdi. sonunda rakip ceza yayına kadar yayıldım.(ali sami yen zaten ortam) tam o sırada sağ açık oynayan orçun topu aldı ve beni gördü. defansın arasında kendimi kaybettirmiştim ve o da bunu fark etti sanırım. fark etmeseydi diye düşünüyor şimdi insan ama gençken güzeldi yine de. sağ iç yan bağlarını gererekten bir orta yaptı. yıllarca televizyonda gördüğüm o pozisyonlardan biriydi. aklıma kalın bacakları ile rivaldo geldi, ne yapılacağını biliyordum. hemen arkamı döndüm ve topa denk getirebilmek için ayağımı havaya kaldırdım. halk arasında rövaşata diye de biliniyordu bu hareket ama henüz mahallede bunu deneyen olmamıştı. sanırım o günün malı da ben olacaktım. adrenalin seviyesi artınca(bu kelimeyi o zamanlar bilmiyordum tabi, annem mallık demişti) bir gazla zıpladım ve topa vurdum.

gözlerimi açtığımda ise kafamda kocaman bir ağrı vardı. sonrasında yandaki cama bakınca ise bu kocaman ağrının sebebinin de aynı büyüklükteki bir şişlik olduğunu fark ettim maalesef. normalde yarılması gereken o kafa, gayet şişmişti. solero adı verilan algida tipi dondurma geldi hemen aklıma, aynı büyüklükteydi sanırım. çaresiz evin yolunu tutarken gol oldu mu onu bile soramadım ama zaten önemli de değildi. annem kafamın şiş olmayan tarafına vurunca kendime gelmiştim zaten. o günden sonra bir daha rövaşata deneyene bakamadım bile, maazallah düşse filan, dinimiz amin...

Hiç yorum yok:

 
eXTReMe Tracker