ilk gördüğümde kara kutu gibi bir şeydi. kol ile oynanıyordu. bir uçak oyunu vardı. ah, bitirdi o yaştaki hayatımı. dışarı çıkmazdım. arkadaşlar da hep bize doluşurlardı, sadece izlemek için bile. içinde onlarca oyun varken hep bir-iki tanesi oynanırdı. bir gün kuzen gelmişti bize, elinde bir şey. ne o derken taktı kara atariye. anam bu bir araba yarışıydı, hemi de formula. deli oynandı gece boyu tabi ki.
günler böylece geçerken bir gün babam geldi eve elinde bir büyük kutu ile. üzerinde marip ve yoşi resimleri vardı. ananıskii bu resmen harbi atari denen şeydi. o zamanlar tam da mario'nun televizyonda meşhur olduğu zamanlardı. sırf bu atarinin kutusuyla bile tüm mahalledeki karizmayı tavan yapmak mümkündü. açtım mario'yu oynadım delice. hep bir yoşi çıkar umuduyla ama çıkmadı. televizyonun kandırmaca dünyasını anladım o an. sonra bir de baktım bu ataride futbol oyunu var hem de baya güzel. iki tane de kol var. dedi babam gel kapışalım. girdik ilk maçta 4 çektim. çıktı gitti. abim geldi, ona da bir 5 çektim. o da gitti. annem geldi, o oturmadı ama kapa şunu dedi, ben kapadım.
zamanla arkadaşlar doluştu eve. ulan resmen atari vardı evde. karizmamdan geçilmiyordu mahallede. herkes "atarisi olan çocuk" diyordu. maçlarda hep as takımdaydım. artık sütten değildim. bir süre sonra babam elinde kasetlerle geldi. ne bunlar demeye kalmadan atariye kaset takıldığını öğrendim. bu oyunlar bambaşkaydı. adamlar aşmıştı resmen. değişik bir futbol oyunu gelmişti yine, üstten görüntülü. babam geldi, kapıştık, yine 5 çektim, kapa şunu diye bağrındı gitti. ulan suç bende sanki, anlamıyorsan gelme kardeşim. abim geldi, ona da aynı tarife. yok canım ben bu aileden olamam diyorum artık.
o sıralar bir arkadaşa gittim. bir futbol oyunu var. aq o ne öyle? bilgisayar diye duyduğumuz şeyin oyunu gibi. oturduk onu da oynadık. bir kaç maç sonra arkadaşa çakmaya başladım, sinirlendi. giderken yürüttüm kasedi. evde deli gibi oynadım onu da.
derken geçti zaman bu oyunlarla. bir gün babam geldi, eli boş. şaşırmadım aslında ama sonra birden eli kablo ile doldu. atariyi sökmüştü. ders çalışacaksın artık dedi. o yaşta ders, şaşırdım tabi ama sike sike kalktım gittim dersin başına. o gün içime oturdu ilk defa atari. hep arkadaşlara gittim oyun oynamaya. hep oynadık.
aradan yıllar geçti, şimdi pc, ps2, gameboy vs. bir sürü şey var ama bir türlü o zevki alamıyorum. nerde üstten görüntülü futbol oyunu, nerde tank destroyer. ne zaman atari lafı açılsa, gözlerim doluyor. hele bir de ne kadar gereksiz bir sebeple bir sürü atarimin çöpe atıldığını düşündükçe delirecek gibi oluyorum. durun, atmayın, o daha bir çocuk...
20 Eylül 2007 Perşembe
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)