çok zor bir zorluk bu, bambaşka bir şey. yani en azından öyle hayal ediyorum. yoksa 4 saat önce yattığımı bilen birisi niye oldukça sert bir şekilde beni uyandırmaya çalışsın ki, değil mi?
saat 10:30'du, artık yatayım, akşama kadar uyurum hayalleri geçiyordu aklımdan, yattım, 4 saat sonra o ulvi görev için uyandırılacağımı bilmeden.
saat 14:30'du artık, omzumdaki titreme vücuduma yayılmıştı, bu etkiyle uyanabildim. karşımda mehmet okur formasıyla abim vardı. bu ne lan bile diyemeden anlatmaya başladı. hiçbir şey anlamadım, dinlemedim ki zaten, saat daha 14 beybi, uyku zamanıydı daha.
derken big boss geldi odaya, göt kadar odada 3 adam durduk öyle. zaten sıcak ortalık, 36 derece ebemle ilişkiye giriyor, bir de saat 14'de uyandırılmanın siniriyle yüzümü yıkamaya gittim, akmıyordu sular. "biz kestik" sözü olaylara anlam katamıyordu. sonradan fark ettiğim üzere çeşme değiştirme çabası varmış evde, ve bu uğraşın sonunda eldeki yeni çeşmenin bölgeye uyumlu olmadığı anlaşılmış, değiştirilmesine karar verilmiş ve ben uyandırılmışım. lâkin bu ulvi görev için niye seçildiğime dair hiçbir fikrim yok. daha önce müthiş bir iade falan da yapmışlığım yok, öyle anlamsız ki her şey, uykum var amk.
38. merdivende kavrıyordum olayı, cebimde para ve fiş, elimde ise bir torba içinde çeşme aparatları. evet oraya gidecek, uygun bir ürün olup olmadığını soracak, değişimi yapacak, eğer yoksa iade işlemini gerçekleştirip parayı ele geçirip, o para ile 2 adet ekmek alacaktım. uykulu bir insana yapılmaması gereken bir şey bu kesinlikle.
konuya geliyorum şimdi, zaman zaman yaşarız böyle, aile bireylerinden birisi eve gelirken bir ürün satın almıştır, bir süre sonra o ürünün istediği şey olmadığını anlar ve değiştirmeniz ya da iade etmeniz için size verir. buradaki siz evin küçük çocuğuna refer ediyor.(refer etmek) siz de ne olduğu hakkında hiçbir fikriniz olmayan o ürün ile ne iş yaptığını bile bilmediğiniz bir dükkana gidip, salak salak muhabbete girersiniz. işin kötü yanı dükkan sahibi sizin olayla ilgili olmamanız konusunu bir türlü kavrayamaz.
- bu şeyi değiştirmek istiyorum.
+ bakayım, bunun bandrolü yok.
- evet yok.
+ peki nereden bileyim bunu buradan aldığını.(direkt senli benli oldu pezevenk)
- fiş..
+ hmm, bakalım.
- bu dalga uymamış bizim mutfağa, şuna göre bir tane alacakmışım.
+ sadece çeşme mi?
- şunlardan işte.
+ hmm, fatiiih. şu çeşmeden çıkart. buyrun.
- pardon bunun ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok ama bunların boyu aynı değil.
+ aynı işte.
- iyi de o zaten bizim mutfağa uymayan parça.
+ haaa, doğru uymuyor bu.
- evet ben de öyle demiştim. aynısından alabilir miyim?(alabilmek)
+ yok ki.
- peki.
+ iade alalım o zaman.
-(ooo cisıs)
17 Ağustos 2008 Pazar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)