8 Temmuz 2008 Salı

sekizin dördü

yazıyla şöyle oluyor; 8-4. yani farklı da okunuyor olabilir ama halk dilinde(bizim arkadaş ortamında) böyle okunuyor kendisi, böyle kabul edilmiş kurumlarca.

super mario daha önce 7 kere canavar gebertmenin de gazıyla kendinden emindi. mercimek atma çiçeğini yerken gururluydu, artık kocaman ve kırmızı bir şeydi. etrafın metal olması moralini bozmadı, sonuçta borulardan hayatını kazanan biriydi o, o halde ne işi vardı burada diye düşünmedi bile, doğruca gitti canavara doğru. canavarın kendi yarı sahasına bakan diliminde prenses duruyordu. canavarı karşıdan gören bir pozisyona geçti ve mercimeği postaladı. tam bu sırada hareketlenen canafardan ise aynı güzellikte bir kaçış geldi. mario arkasını döndü ve birden ters yöne koştu, arkasından kovalayan canavar kendisini neyin beklediğini bilmiyordu. mario birden döndü ve canavarın üstünden zıpladı, köprüyü açacak olan manivelaya doğru gidiyordu kendinden emin bir şekilde.

*çat*

ve işte annem o anda girdi olaya. ekran karanlıktı ve annemin elindeki fiş her şeyi özetliyordu. bakkala gitmem için iki saattir bağırıyormuş. ulan 2 dakikayı 4 saat olarak yaşadım şurada, geldi iki dakikada sıçtı ağzıma. yine kurtaramadık da prensesi, amk.

sadece hava almak istemiştim

sadece biraz hava almak istemiştim sahilde, başka amacım yoktu, valla. yürüyordum öylece, durdum bir yerde, öylece bakayım denize, çok pis karizma olucak bak şimdi düşünceleriyle dururken "bilaaaader" sesiyle irkildim. tam durduğum yerin önündeki kayalıklardan bir adamdı bu, baktım iricene bir şey, döndüm arkamı gittim.

amacım hava almaktı, sadece, valla. devam ettim sahilde, bir başka yerde taktiğimi uygulamak istedim. gözüm onlara takıldı, adam resmen yiyip bitiriyordu hatunu. ağzımı suyunu silerken adamın gözü bana takıldı. işte o an gelmişti. amacım sadece hava almaktı, valla. adam hatunun ağzını bozulmasına diye kapattı ve bana doğru yürümeye başladı. "bilaaaader" dememişti ama resmen yürüyordu, iricene bir adam. yaklaştıkça ufaldı, ufacık kaldı önümde, ama yine de sinirliydi. "neye bakıyorsun ulan sen" dedi, "bir şeye değil abi" diyerek pısacakken yanındaki hatun ağzı kapalı bir şekilde geldi, durdurmaya çalıştı onu. firdevs’ti bu, elini tutabilmek için 3 ay kola ısmarladığım hatun. sonunda terk etmişti beni, demek bu pigme içinmiş. hiç bir şey düşünmedim, sonuçta sadece hava almak için çıkmıştım sahile, valla. kafa, göz girdim direkt, adama vurdukça, sanki firdevs’e vuruyor gibi hissediyordum. işim bitince, uzaklara baktım bir kez daha, aha bir çift daha, dur gidip döveyim şunu da dedim...
 
eXTReMe Tracker