hep platonik aşkı en güzel sanardı m. sonuçta kimseye zararı yoktu. kendince yaşar, kendince sever, kendince didinirdin. arada görünce heyecanlanırdın. bir kez olsun gülsün diye, o gülyüzü görebilesin diye kıçını yırtardın dakikalarca. ama bu neyi gösterirdi ki. aşkta herkes kendinden sorumluydu sonuçta ama bu sorumluluk bir mecburiyet değildi asla. sadece olayı öznelleştiriyordu. ağzımı açarken de zaten bunun bilincindeydim. evet yıkılmayacaktım. sonuçta bu sadece benim hislerimdi, onda olması gibi bir zorunluluk yoktu ortada, ayrıca benim yıkımım kimseyi ilgilendirmeyecek, yine bir tek ben üzülecektim kendimce.
olmadı tabi ki...
bir şeyler söyledikten sonra gelen o "ama" her şeyi açıklamıştı aslında. gerisi sadece teferruattı. bir tek anlıyorum diyebildim sanırım, tam hatırlamıyorum. hatırlanması istenmeyen şeyler olunca beyin bu konuda oldukça iyi çalışırmış. en azından bu sefer gerçekten iyiydi. her ne kadar tamam dese de insan bir daha aynı şekilde yaklaşamayacağını bilmek acı veriyor.
neyse, hayat devam ediyor nasıl olsa, hayırlısı...
12 Aralık 2007 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)