işte yine o, biniyor karaköy’den, elinde yine koli. belli ki ağır, terlemiş iyice. bindiği gibi serinliğin de verdiği rehavet ile duruyor bir an, sonra kolileri bırakıyor yere. tam kapının dibinde durması da bir başka tipik özelliği tabi, kimse geçemesin istiyor kapıdan. sonuçta o koliler onun her şeyi, başkaları binmese de olur.
eminönü’de en az 3 kişilik yer kaplayan kolilerin de yardımıyla binemiyor kimsecikler. yazık, diğer tramvayı bekleyecekler. bazılarının gözlerinden "bundan sonraki her tramvay final havasında" olayını okuyabiliyorsun. sirkeci’de binememe süreci sürüyor. gözler ağlamaklı. sıcak vurmuş hepsini, belli.
gülhane rahat geçti, zaten diğer kapılar açılıyordu orada. adam iyice coştu. iki kat yaptığı kolilerin üst bölümlerini de yere indirdi. sefa pezevengi oldu iyice. bilmiyor mu ki sonraki durak coşacak buralar. sultanahmet’te muhtemelen 2-3 saat önce beyazıt dolaylarında "how can i go to sultanahmet" şeklinde gezinen turistler biniyor. binerken takıldıkları kolilerin yanındaki adama ise sadece bakıyorlar. otantik adam ya şimdi bu, gidince memlekette anlatacaklar. bilmiyorlar ki ebemizi sikiyor o adam her gün. çemberlitaş’ta son rötuşlar sürüyor. her şey beyazıt durağı için. istanbul’un 3/4’ü o durakta yaşıyor. gün geliyor 14 tramvay dolu geçebiliyor gözlerinizin önünde.
beyazıt adeta bayram yeri, yolcular yer kapmak için hazır. tramvay kapılarını açana kadar kapının önündeki insanların gözlerinden "aha lan tam kapıyı tutturdum" olayı okunabiliyor. diğerlerinde ise genelde "skiim yine kaçırdık" bakışı. adamımız ise yaydırma pozisyonunda biraz sıyrılıyor, hatta resmen toplanıyor. sanmayın ki bunu birileri daha binebilsin diye yapıyor, sadece onun durağı geldi, o kadar.
zinhar başka durakta inmez bu adam. laleli-üniversite’dir onun durağı, adeta yaşama bağlandığı yer. tramvay için ise bir kurtuluş noktası. üniversite öğrencilerinin çullandığı bir yer.
indi işte, şükür.
4 Temmuz 2008 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)