yazıyla şöyle oluyor; 8-4. yani farklı da okunuyor olabilir ama halk dilinde(bizim arkadaş ortamında) böyle okunuyor kendisi, böyle kabul edilmiş kurumlarca.
super mario daha önce 7 kere canavar gebertmenin de gazıyla kendinden emindi. mercimek atma çiçeğini yerken gururluydu, artık kocaman ve kırmızı bir şeydi. etrafın metal olması moralini bozmadı, sonuçta borulardan hayatını kazanan biriydi o, o halde ne işi vardı burada diye düşünmedi bile, doğruca gitti canavara doğru. canavarın kendi yarı sahasına bakan diliminde prenses duruyordu. canavarı karşıdan gören bir pozisyona geçti ve mercimeği postaladı. tam bu sırada hareketlenen canafardan ise aynı güzellikte bir kaçış geldi. mario arkasını döndü ve birden ters yöne koştu, arkasından kovalayan canavar kendisini neyin beklediğini bilmiyordu. mario birden döndü ve canavarın üstünden zıpladı, köprüyü açacak olan manivelaya doğru gidiyordu kendinden emin bir şekilde.
*çat*
ve işte annem o anda girdi olaya. ekran karanlıktı ve annemin elindeki fiş her şeyi özetliyordu. bakkala gitmem için iki saattir bağırıyormuş. ulan 2 dakikayı 4 saat olarak yaşadım şurada, geldi iki dakikada sıçtı ağzıma. yine kurtaramadık da prensesi, amk.
8 Temmuz 2008 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder