"istediğinizin sorudan başlayın" dedi hoca, önümde iki soru varken pek anlam ifade etmiyordu tüm bu söylenenler. üstelik bu iki soru iki dönem boyunca öğrenilen tüm konuları da içerince, olayın anlamsızlığı gitgide artıyordu.
sınavdan pek umudum kalmamıştı. hocayı bir hayat koçu olarak düşünmeye başladım, zaman geçsin diye sadece. sanki o haliyle istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz diyordu. hayata bakıyordum bir yandan. önce eğitimi mi çözsem, yoksa askere mi gitsem bilemedim. en iyisi bi' iş bulayım diye gezmeye başladım. nereye gitsem diploma soruyorlardı. e hani istediğim sorudan başlayabiliyordum ama, nereye gitti o özgürlük. ııh dedi adam suratıma. bildiğim 40 yaşındaki, bıyıklı, kel adam yüzüme bakarak ııh diyordu. ulan bu yaşa gelmişsin, hayır filan de bari, ne bileyim, bari maalesef de. hatta maaselef de, ben de güler gibi yapayım, üstüne sen beni böyle sempatik filan bul, işe al. ama nerde, ııh diyor anca, ne pismiş be arkadaş.
askere gideyim bari dedim, zira daha 20 dakika olmuştu sınav başlayalı. dediler 20 yaş doldurmamışsın. hocu dedim, büyük gösteriyorum ben. ne alaka dedi, bilemedim. çaresiz çıktım, gittim okula, kayıt filan. sike sike aynı düzene geri döndüm. baktım ki hayatta olmuyor istenilenden başlamak, o zaten istediğinden başlatmış bile.
baktım ikinci soru kolay gibi, başladım yazmaya..
12 Şubat 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder