şampiyonlar ligi çeyrek finalinde zorlu bir eşleşme. bir yanda yıllarını saç dökmeye, emekli ikramiyesini bir an önce almaya harcamış baba, diğer yanda ise ona göre daha yeni denilebilecek ve kişisel kaygılar taşımayan bilgisayar.
öncelikle tanışma evresindeyiz. profaz evresindeki babanın, tüm işlemleri monitörün yaptığını sanması klasik bir olaydır. deneyimizin birinci gününde bu konu üzerinde duruciz.
Gün1-: işte geliyor, heyecanla baktı ekrana ve fareye. o ne elindeki sorusuna aldığı fare yanıtı, kendisini oldukça güldürdü. ilginç gelişmeler yaşanmaya başladı bile. kasanın kapama düğmesine basıp, kaçan küçük kuzene bağırınca da parladı birden. ne olacakmış o düğmeye bassa. ulan şurada deney yapıyoruz, adam neler diyor yææ. neyse işte giremedim bir türlü konuya, hangi oyunlar var bunda dedi. pes, cod filan diyince de, eeeh diyip gitti. yaşam formuna yaklaşmam engelleniyor sürekli.
Gün-2: bugün daha hayata dair şeyler yapmaya çalışıcam, bakalım ne sonuçlar ortaya çıkacak. ilk olarak fareyi nasıl kullanacağını gösterdim, hemen alıp kafasına göre tıklamaya başladı. sanırım geliştirilebilir bir tür, en azından kendi kendine ufak gelişmeler kaydedebiliyor. hemen ufak kuzene verdi fareyi, ve onu da piç etmeyi başardı hemen. gün yine düğmeye basıp kaçan kuzene küfür ederken bitti.
Gün-3: internete geçme vakti olduğunu düşünüyorum, bakalım o ne düşünüyor. "film var mı bunda" dedi. buradan kültürel aktivitelere yatkın olduğu çıkarımını yaptım. akabinde böyle vurdulu kırdılı demesi üzerine soğudum. şerefsizim deneyden soğuttu beni. aha da geldi kuzen yine, mnskym bir daha basarsa düğmeye dövücem. sanki bunlar beni deniyorlar ya, bakalım sabrım nereye kadar gidecek..
Gün-4: oyunlar diye bir klasör gördüm masaüstünde. ulan ben yokken kim açıyor bu bilgisayarı, olaylar kontrolümden çıkmaya başladı iyice. baktım içine, okey-tavla tipinde alt türe ait oyunlar vardı. hemen geldi arkamdan, çık biraz oyun atayım dedi. bu kadar içselleştirmesi ilginçti, 4 günde müthiş bir gelişme sağlamıştım resmen. baktım yüzden düşmeye başladı okeyde. "bari renkli yapsaydın" dedim anlamsızca. "ya git içeri televizyon izle" dedi, gittim.
Gün-5: deneyi bitirmem gerektiğini hissediyorum, resmen feysbuk'tan hesap almış, 300 arkadaş yapmış bile. davranış bilimlerini incelemekten benim bile 15 arkadaşım var lan sadece. şu deneğe gösterdiğim ilginin 8/2 si ile fındık bile alamıyorum, o derece boktan durum. en temizi bi' laptop almak.
ufak bir muhabbet sonrası, "gel netten bakalım laptoplara" dedi. arama motorlarına ve teknolojiye bu denli vâkıf olduğunu bilmiyorum, aslında öğrenmesem de olurdu ama çaresiz bakalım dedim, baktık.
oyun oynamazmışım ben, o yüzden 1200$+KDV ye uygun bir şeyler olurmuş. tamam dedim, sipariş verdik. kendine de ps3 aldı o arada. galiba o da bana girdi. hoş olmayan gelişmeler bunlar.
Gün-7: ps3 geldi, laptop yok ortada. çaresiz aldım barcelona'yı, zira adam çelsi ile çakıyor habire. sonunda 4-0 yaptım skoru ve küfür ede ede gitti odasına.
Gün-16: "gel çakayım bi' sana" dedi, aldım kolu elime, sonra da verdim eline. kardeşim her gün yeniyorum, hala akıllanmadı. bir de üstüne sinirleniyor. soramıyorum da laptopa ne olduğunu. yeter lan, ufak kuzen de yok ortalıkta. lan yoksa??
19 Haziran 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder