fifa serisinin efsane sayısıdır kendileri. oyundaki oyuncuların gerçeklerine en ufak bir benzerlikleri bulunmamasına rağmen bu oyun yıllardan beri oynanabilmektedir. nedenleri uzun zamandır gizli olan bu olayı araştırmak üzere yemedim, içmedim ve oyunu indirdim.
kurarken içimde bir şeyler olmaya başladı. adeta eski günlerime dönmüştüm. ilk defa internet kafeye girişim geldi aklıma. "abi izlemek serbets mi" diyişim. o günlerde sadece bir kaç oyun vardı bilgisayarda.* half-life, fifa 99, test drive, red alert... tabi bir de internet vardı ama o büyüklerin uğraşıydı. biz oyun oynardık sadece. ilk defa bu büyüklerin internet muhabbeti yaptığı kafede tanışmıştım bu oyunla. ilk golümü de yine burada atmıştım arsenal ile. tüm bunları düşünürken bir de baktım oyun kurulmuş. açtım oyunu büyük bir hevesle. o görüntü hiç çıkmamıştı aklımdan. dumanların arasından bir futbolcu çıkıyordu falan. bunu genelde izlemez, hemen tıklayıp geçerdik, yine öyle yaptım. ardından çıkacak olan push any button ibaresini önceden 10 dakika beklerdik çıksı diye. tabi gelişen teknoloji ile açılması 2 saniyeyi bile almadı. hemen dream leagueye girdim. seçtim yine arsenal i, kadro anılarımı canlandırdı. ilk defa internet kafede overmars ile kanat akını yapıp, bergkamp ile golü bulmuştum. yine yaptım aynısını. tabi bu sefer biraz mekanikleşme oluştuğu için hiç zorlanmadım bunu yaparken. ancak oynama konusunda pes yüzünden oluşan bazı sorunlar vardı. örneğin bu oyunda arapas e ile yapılmıyordu. diğer yandan adam değiştirme tuşu olan q bu oyunda tekme atmaya yarıyordu. tam bu noktada kafama dank etti. işte bizi oyuna bağlayan şey buydu. tekme. şimdiye kadar hiç bir oyunda olmayan bir özellikti bu. gönlünce tekme atmak. hem de futbol maçının içinde. ilk tekmeyi attığım an geldi birden aklıma. internet kafedeydim yine. bir çocuk geldi yanıma, "abi tekme atayım mı" dedi, baştan bir brüst dedim, sonra açıkladı olayı ve attı da tekmeyi. çok hoşuma gitti ama çaktırmadım. çocuğunun gaza gelmesini istemiyordum. "tamam attın siktir git şimdi" dedim. çocuk uzaklaştı. çocuğun yeterli uzaklığa gittiğin anlayınca tekmeyi bastım tekrar, ve tekrar ve tekrar... bu artık bir tutkuya dönüşmüştü. her gün oraya gidip, "abi 250 bin liraya girebiliyorm muyuz" diyerek oturuyordum masaya ve tekmeleri atıyordum. ta ki bir gün 6 kişi kalıp, maç iptal oluncaya kadar. futbol kurallarını bilmeyen biri için gerçekten açıklaması zor olaydı. uzun süre ağladım. kendimi bilmez bir halde gittim internet kafeye. "abi izleyebilir miyim" bile diyemedim. aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyordum. en sonunda dükkan sahibi gözümün önünde tekme atıp, kırmızı kart yemeyince kendime geldim. demek ki yapılabiliyordu bu da. hemen eve gidip 250 bin lira istedim evden ve oyunu açtım. tekme attım, kırmızı. çok çalıştım ve kendimi geliştirerek kırmızı kart görmeden tekme olayını yaptım. birden fark ettim ki oyun bende tutku haline gelmişti. kafamı kaldırdım yan masada bir çocuk da fifa 99 oynuyordu ve maçı iptal olmuştu. üzüntülü bir görüntüsü vardı, ona gittim olayı anlattım. ardından karşılıklı oynadık. kim önce tekme atacak yarışı başladı ve o günden beri bu oyunu hep oynamak istedim. teşekkürler ea sports.
1 Ağustos 2007 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder