27 Nisan 2008 Pazar

aşk sevişmek içindir

geçen gün yolda yürüyorum, tam konak metroya geliyordum ki bir adam bağırarak telefonla konuşuyordu. kendisi dikkatimi celbetti. yaklaştım kendisine, bön temalı bir bakış attı bana. hemen görünümü değiştir diyerek gizli hazineden iletişim kurmayı denedim. belli ki o da yaralıydı. "hocu" dedim, anlamadı. "göt" dedim sonra, anladı bu sefer kendisine seslendiğim. gel bir şey konuşucam seninle derken gözündeki korku arttı. dövücem sandı sanırım, ya gel bir sır vericem dedim. "aşk sevişmek içindir" derken gözlerim parladı, sikerün tarzı bir şeyler geveledi. tekrar ettim, tekrar geveledi. gel, oturup tartışalım bunu dedim, kabul etti. kekremsi iki cappucino içerken konuyu açtım, inandı. hep sevmişimdir kolay gaza gelen insanları. sonra götümden uydurduğum 3-5 hikaye ile olayımı destekledim, hatunların aslında açıkça niyetini belli eden erkekleri tercih ettiğini, benim de aynen böyle davrandığımı anlattım, yine inandı. baktım bu inanıyor, bir kaç kitabımdan bahsettim, bu sefer inanmadı. neyse dedim artık ben kaçayım, hesabı öder gibi yaparken hemen atladı. yarım ağızla "öderim ben" derken, hesap ödenmişti bile. yürürken bir hikaye daha patlattım ve son raddeye getirdim elemanı, gitti hatunun yanına.

bilmiyorum gerisinde ne oldu ama şunu gördüm ki böyle sözler çok gaz veriyor. böyle derken direk tanım yapan sözleri kastediyorum. hani "hayat bir yolculuktur, taa ananın amına kadar yolun var", "aşk bir oyundur, devlet tiyatrosu gibi dandik". uzak durun bu sözlerden. başlıkla da bağlayamadık konuyu gerçi ama içinde geçiyordu. tanım da şey; geçen gün bir elemana cappucino ısmarlatmamı sağlayan söz öbeği, öbek öbek.

Hiç yorum yok:

 
eXTReMe Tracker