giydiği havalı yaz kıyafetiyle herkesin dikkatini rahatlıkla çekiyordu. zaten programın da konuğuydu, dikkatlerin üzerinde olması gayet normalde. birden "erkekler basit olanlar zaten, önüne koy bir tas yemek, tavla oynar, ps oynar, zamanını geçirir. hayattan zevk alan bizleriz, biz karmaşığız. onların parası var ama nasıl harcayacaklarını bilmiyorlar. iyi olan biziz..." diye dönüşü olmaz bir yola girdi. karşısında yıllardır ntv'de çokça izlediğimiz, o gözlüklü, kır saçlı adam vardı. dünyanın en efendi insanı kim diye sorsan, onu gösterirdi herkes düşünmeden. ama o düşünüyordu işte, ve aklındaki her şeyi de çekinmeden söylüyordu. işte buna modern kadın deniyordu zaten, rahat, ilişkilerini konuşarak çözmeye çalışan ve ilişki bitince köşesinde(kendisi köşe yazarıydı aynı zamanda) bundan rahatlıkla bahseden.
kendisi böylesine rahatça ilişkilerden bahsediyordu ama kahvede ahmet abi ondan bahsederse bunu da hemen "kıroluk" olarak yaftalayıp, yine köşesinde kullanabiliyordu. sonuçta o karmaşık olandı, onu anlamak bize düşemezdi asla. hele kahve köşesinde tavla oynarken bunu yapmak, karmaşıklığa aykırıydı.
program devam ediyordu. en efendi sunucu sadece gülebiliyordu karşısında, sonuçta bir şey yapamazdı, efendiydi kendisi. gerçi zannetmiyorum aklına kötü bir şey geldiğini de, efendi sonuçta, kötü şey de düşünemezdi. ama yazar hatunumuz durmuyordu işte. gelen mailler tonlarca ayar verirken, sunuculardan hatun olanı konuğuyla ne kadar samimi olduğunu göstermek için elinde geleni yapmıştı. neredeyse isim verecekti geçmiş ilişkileri hakkında. işin kötü tarafı ise bu saatte izleyecek başka bir şeyin olmamasıydı. henüz bitmişti ispanya-abd maçı ve büyük keyif sonrası biraz gezinmek istemiştim televizyon kanalları arasında. yıllardır yapmadığım bu eylemi neden yıllardır yapmadığımı fark ettim o anda. "biz karmaşığız" hanım aşağılamasına devam ediyordu televizyonu kapattığımda.
bir anlığına kendimi o sunucunun yerine koymak istedim. karşımda yeni albüm çıkartmış bir köşe yazarı var, ve kendisi bolca pohpohlanmış her halinden belli. gelen sorulardaki "aileniz de tabi müzikle içli dışlı" altyapılı cümleler, beğenmedik sesinizi ama aileniz sağlam, bir şey diyemiyoruz tonunu veriyordu adeta. yüze bu kadar yakışan bir gülümsemeye sahip sunucumuz çaresiz dinliyordu söylenenleri. tipinden anlaşılacağı üzere geçmişi muazzamdı, kültürel birikim akıyordu her yanından. ama karşısında sürekli kadınların karmaşıklığından bahseden kadın vardı.
10 dakika sonra tekrar açtığımda televizyonu, bu sefer de erkeklerin ne kadar anlayışsız olduğundan bahsediliyordu aynı programda. o kadar öküzdük ki bir çiçek almayı bile düşünemiyorduk. üstelik kadınlar o kadar basitlerdi ki, en ufak hediyeyle bile mutlu olabilirlerdi.
birden ahmet abi geri geldi gözlerimin önüne, evine gelmişti. elinde çiçeklerle bir süpriz yapacaktı belli ki. çiçekleri verdi sevdiceğine ve o anda sevdiceğinin yüzü buruştu. "adı ne?" tipinde dolaylı bir söze girmedi bile karmaşık hanım, "biri mi var" dedi sadece. ahmet abi ne diyeceğini bilemedi. bir süpriz amacıyla geldiği evinde suçlanıyordu sadece yıllardır çiçek almaması akabinde çiçek aldığı için. bütün gece, izledikleri dizinin her cümlesinde suçlandı ahmet abi, gece de salonda yattı.
karmaşık hanım devam ediyordu hala. ama artık neyden bahsettiklerini anlayamıyordum. hanım sunucumuz "hiç öpüşmedim değil tabi ki" gibi bir cümle kurdu. çok rahat olduğunu göstermeye çalışıp, bir yandan da tutucu olduğunu göstermeye çalışırken birden gerici göründüğünü hisseden hatunun kıvırması gibisi yoktur. bu olayı "bakire de değilim" demeciyle bir sabah programını hareketlendiren ablamızdan da anlayabilirsiniz.
temelinde kendilerini bu kadar tanımak istediğimizi nereden çıkardıklarını anlayamadığım tonlarca insan vardı televizyonda, ve ben bilgisayara bakarken, diğer yandan televizyonu dinliyordum. telefonum titredi, sms titremesiydi bu. "msn'de niye yoksun, yine neredesin" yazıyordu tam olarak. hemen açtım msn messengerı, "selam" dedim. "galiba işin vardı, rahatsız ettim" dedi ve çevrimdışı oldu. dayanılmaz karmaşıklık buydu sanırım, biz ise basit olandık. yemeğimi ver, oyunuma karışma, güzelce seviş, mutlu oluruz her türlü. basit olmak mutluluk be cano, keşke herkes bunu öylece kabul etse filan..
30 Haziran 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
ahmet abi haksız.
Yorum Gönder